Erken Gelişim ve Görme.

Erken Gelişim ve Görme

Piaget'ye göre ilk 2 yaş duyusal - motor dönemdir. Görme duyusu bu süreçte bütünleyici duyumuz olup işlevsellik açısından orkestra şefi konumundadır.

Fizik çevresi  ile duyuları ile  etkileşime giren çocuk sayısız pratik sonrası  bilgi depolar, organize eder ve tanımlar.

Göz-el koordinasyonu 3-4 ayda gelişir.  Dokunma, tat  ve koku alma, yakın temas gerektiren duyulardır. Bu nedenle yaşamın ilk yıllarında görme duyusu bütünleyici duyumuzdur.

Çocuk gelişiminde görmenin öncelikle önemli olduğu alan iletişimdir. 4-6 haftadan itibaren çocuk anne yüzüne odaklanır. Anne ile kurduğu göz teması sosyal iletişimin başlangıcıdır. 8 haftalık bebeklerde göz teması yok ise mutlaka bir göz hekimine danışılmalı, gözde patoloji yok ise göz doktoru, bebeği çocuk nöroloğuna sevk etmelidir.

4. aydan itibaren derinlik hissi gelişmiştir, Saatlerce ellerine bakar, parmaklarını inceler, gözü önünde hareket ettirir, orta hatta ellerini birleştirir. Bu dönem el göz koordinasyonunun başlangıcıdır. El-göz koordinasyonu çocuğun akademik yaşamında en önemli etmendir. Bu çalışmalar çocukta gözlerin yakına uyumu (akkomodasyon) ve içe bakmayı (konverjansı)  destekler, geliştirir. Ellerin orta hatta kullanımı çocuğun vücudunu tanıması sağlar. 5-6 aylık çocuk kol boyu mesafedeki her şeye uzanır, yakalar, dokunma ve el becerileri artar,

Göz hareketlerinin daha da gelişmesi ile daha geniş çevreye ilgi duyar. Değişik açılardan bakarak cisimleri tanıyabilir.

8 aylık olduğunda görüntü yetişkin seviyesine gelmiş ve derinlik hissi artmıştır.

9 ay ve 1 yaş döneminde yüz ifadelerini taklit ederler, saklanan cisimleri bulurlar, yeni cisimler, insanlara ve çevreye duyarlıdırlar.

Görmenin  yeni doğanda etkilediği diğer önemli bir alan motor gelişmedir. Eğer çocuk içinde bulunduğu fizik ortamı görsel olarak tanıyamaz, belirleyemez ise akustik hale gelen fizik çevre çocuk için oldukça rahatsız edici ve kafa karıştırıcı olur. Bu durumda çocuk öğrenmek için hareket etmeye motive olmaz ve içe döner. Gören çocuğun kendi isteği ile aktif olarak ortamda hareket etmesi öğrenmede ve gelişimde çok yararlıdır.  Elleme, ellerin gözü, gözün elleri yönlendirmesi, göz-el koordinasyonu, yaşamın 4. ayından itibaren başlar giderek gelişir ve akademik yaşamın temel unsurudur.

İçinde bulunduğu fizik çevrede hareketi, ve hareketi yönlendirmede görmeyi kullanan çocukta, uzaysal mekansal ilişkiler, vücut farkındalığı, , iç koordinatlarını dış ortama yansıtma becerileri gelişir. 

Görme engelli olmanın etkilediği gelişim basamaklarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

  1. Öz bakım becerileri,
  2. Motor gelişim
  3. Oyun gereksinimi
  4. Dil gelişim,
  5. İletişim becerileri
  6. Uzaysal-mekansal ilişkiler
  7. Sosyal beceriler
  8. Kavram gelişimi

Görme ve-/ya İlave Engelli Çocukta Gelişim

6 haftalık sağlıklı  bir bebekte görme duyusu önem kazanır, 3 aylıkta en önemli duyudur. Görme engeli varsa bebek fizik çevresi hakkında diğer duyuları ile bilgi edinir. Görmenin aksine diğer duyular yakın temas gerektirdiğinden hareketsiz kalır .

Gören çocuğun aksine görme engelli çocuk 3 ayı geçmesine rağmen çoğu kez ellerinin ve ne işe yaradıklarının farkında değildir. Uzanmayı, yakalamayı bilmez. Taktil ve haptik becerileri geç gelişir veya gelişmez. El-göz koordinasyonu, ince kas becerileri gelişmez veya geç gelişir. Öğrenme güçlüğü, disleksi, hiperaktif, dikkat dağınıklığı tanısı alan çocuklarda da el-göz koordinasyon bozuklukları sıktır.

Gören çocuk, cisim yere düştüğünde arar  onu bulur  Görme engelli çocukta ise cisim düştüğünde artık  o yoktur. Cismin sabitliği kavramı geç gelişir. Bunun sonrasında sebep - sonuç ilişkilerini kurmada zorlanırlar. Bu da kavram gelişmesinin gecikmeli olmasına neden olur.

Boşluk kavramı,  gören çocukta ellerin orta hatta birleşmesi ile başlar. Daha sonra fizik çevresinde yaptığı araştırmalar, anne ve babasını uzaklaşıp yaklaşırken izleyerek mesafe ayarı gelişir. Hareket eden çocukta derinlik algısı oluşur. Vücut farkındalığı artar. Kendini ve kendine göre eşyaları, cisimleri konumlandırır.  Görme ve hareket kısıtlaması olan çocukta 3 boyutlu ortamı kavramada ciddi zorluklar yaşanır. Bu durum okul döneminde  ciddi algı-kavram güçlüklerine, matematik derslerinde başarısızlığa neden olur.